Trakya'da Bu Sene Bal Dönemi Verimli Geçti
Arıları Kestane'den sonra Marmara Ereğlisi Yakuplu Köyü'ne getirmiştik. Aradan geçen yaklaşık 1 ay içinde arılar üzerlerine düşeni yapmışlar, bize de balları almak ve süzmek görevi düştü.
Yakuplu'daki arazi Mustafa abinin kendi mülkü. Arı koymak için çok elverişli bir yer. Etraf çevrili ve kenardaki yükselti doğal bir duvar görevi görüyor. Arazi hiç rüzgar almıyor.
Bal süzme çadırı gezginci arıcılığın olmazsa olmaz aksesuarlarından. Mustafa abiler bal sağımı yöntemi olarak, gündüz balları alıp kasalara arı girmeyecek şekilde yığıyor, hava kararınca da geceleyin çadırda süzme işlemine başlanıyor.
Ballar kovandan alınırken, arılar kovan önüne silkiliyor. Kovan içine silkilirse, aynı arı tekrar tekrar silkelendiği için koloni çok saldırgan bir tavır izleyebiliyor. 1 kişi kovandan ballı çıtayı alıp arıları uzaklaştırıyor, yardımcı olan kişi de çıtayı hemen alarak arıların giremeyeceği şekilde kasaya koyuyor.
Hava bal sağımı açısından idealdi. Hafif bir nektar akımı devam ettiği için arılar sakindi, gökyüzü parçalı bulutluydu o yüzden gündüz hiç terlemedik. Bir ara hafif bir yağmur da yağdı ve güzel bir gökkuşağı oluştu.
Öğle yemeği molası, yorgunluk yavaş yavaş çökmeye başlamış sanki.
Arıcıların en mutlu anı. Yıl boyu harcanan emeklerin karşılığı alınınca yüzler böyle gülüyor.
Gece çadırda yoğun bir bal süzümü faaliyeti. Ortamın soğuyup balların koyulaşmaması için çadır girişleri iyice kapatılıyor ve içeride lüx yakılıyor. Gündüz çok terlememiştik ama gece bunu telafi ettik çadır içinde oldukça terledik. Mehmet Kabaoğlu babasının en büyük yardımcısı. Adem Erdem de sağolsun Keşan'dan gelerek bal süzümüne katıldı.
Cumartesi Sabah 11 gibi başlayan maceranın ilk bölümü Pazar Günü sabah 8 gibi arıların tacizlere başlamasıyla bitmiş oldu. Herkes bulduğu yere yattı ve gece yaşanan uykusuzluğu gidermeye çalıştı. Pazar günü malzemeleri toparlayarak ve dinlenerek geçti, çünkü akşama arıları kamyona yükleyip İstanbul'a doğru yola çıkacağız. Ne kadar yorulduğumuzu Mustafa Abi'nin yüz ifadesinden anlayabilirsiniz.
Bu da benim bu seneki hasılatım. Allah bütün arıcılara ürettikleri balları güle güle yemeyi nasip etsin.
Malzemeleri topladık havanın kararmasını bekliyoruz. Güzel bir serinlikle birlikte tatlı bir yorgunluk da hepimize iyice çökmeye başladı.
Son bir gayretle kamyonu yükledik. Arazi kamyon manevralarına uygun olduğu için yükleme işi çok kolay oldu.
Gece trafik oldukça yoğundu. Bizim gibi başka arıcılar da dönüş yoluna girmişlerdi. Gece 1 civarında İstanbul'da kamyonu indirmeye başladık. O kadar çok yorulmuşum ki, bu anı fotoğraflamak hiç aklıma gelmedi. Çünkü işin bir an önce bitmesi ve eve gidip yatmanın dışında birşey düşünmüyordum.
Gezgin arıcılık Türkiye'de şartlarında gerçekten çileli bir uğraş, bunu yaşayarak anlamış olduk. Allah geçimini bu işten sağlayan bütün arıcılara Anadolu yollarında kazasız belasız yolculuklar ve bol kazançlar nasip etsin.