1 Şubat 2007 Perşembe

Meraklısına Arıcılık Masalları

Toplum olarak masal anlatmayı ve dinlemeyi çok seviyoruz.

Arıcıların masallarıyla ilgili küçük bir derleme yaptım. Birçoğu hepimizin bildiği şeyler, benimkisi küçük bir hatırlatma.

Arılar kışın tavuk yermiş. Eski arıcılar karakovanları beslemek için kışın arıya tavuk verirmiş, kara kışta arı bunları afiyetle yer, ilkbaharda sadece kemikleri kalakalırmış. Arıcılar boşuna uğraşmayın yani kekti, şekerdi 2 tane banvit piliç işlem tamam.



Efendim arı kendi sırrını ortaya çıkarmazmış. Ecnebiler camdan kovan yapmış, arının hareketlerini izlemek için, ertesi gün bi bakmışlar cam simsiyah.

Sonra böyle olmaycak kamera koyalım demişler, içerideki mikro kamerayı da hemen kapatmış arılar.

İnternetten izlediğimiz kovan içi videolar Mars'taki arılıklardan çekilmiş olmalı, dünyadaki arılar buna izin vermediğine göre.

Bu da arıcıların çok işine gelen bir masal; arı gündüz getirdiği nektarı peteklerde depolar ama gece verilen şerbeti kendi ihtiyacı için kullanır, bala karıştırmazmış. Yani bal getirme mevsiminde arılara geceleyin şerbet vermenin hiç bi sakıncası yokmuş. Aman arıcılar sakın kuşluk vaktinden sonra şerbet vermeyin, adınız sahteciye çıkar.

Bu da bal tüccarlarının hoşlandığı bir masal olsa gerek. Sattıkları balın gerçek olduğunu ispatlamak için yazmış olmalılar. Gerçek balla sahte balı birbirinden ayırmanın en kolay yolu kibrit veya kopya kalemi metoduymuş. Kopya kalemi bala sürülüp yazı yazılır. Eğer kağıdı boyuyorsa bal sahtedir. Bir de içine kibrit batırılıp beklenir, sonra kibrit yakılmağa çalışılır. Bal sahte ise kibrit yanmaz gerçekse yanarmış.

İhracatçı arkadaşlar boşu boşuna labaratuvar analizlerine para vermeyin, bi kopya kalemi bi kibrit işlem tamam.

Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok: